Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 19/04/2018 tarihli ve 2018/2207 esas, 2018/6087 karar sayılı ilamında yer alan "06.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 5560 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 142. maddesine eklenen 4. fıkra gereğince “Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 'uzlaşma' başlıklı 253/3. maddesinin suç tarihi itibariyle, "Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmesi karşısında, 30/10/2008 olan suç tarihi itibarıyla, hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla işlenen mala zarar verme suçunun şikayete tabi olmadığı gibi 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesine göre “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” kapsamında olduğundan uzlaşma hükümlerine tâbi olmadığı anlaşılmakla, itirazın bu nedenle reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden KABULÜ ile...BOZULMASINA.." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
2. Ceza Dairesi 2022/6998 E. , 2022/17910 K.
•
"İçtihat Metni"
Mala zarar verme suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 151/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına dair Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2018 tarihli ve 2015/449 esas, 2018/201 sayılı kararının 17/04/2018 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 07/06/2020 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbarı üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Kanun'un 151/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2020 tarihli ve 2020/420 esas, 2020/557 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/06/2022 gün ve 28905/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2022 gün ve 2022/81577 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya aslının, sanık hakkındaki diğer suçlardan kurulan hükmün istinaf incelemesi sonucu bozulmasını müteakip, yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesinde olduğu gözetilerek onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 19/04/2018 tarihli ve 2018/2207 esas, 2018/6087 karar sayılı ilamında yer alan "06.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 5560 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 142. maddesine eklenen 4. fıkra gereğince “Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 'uzlaşma' başlıklı 253/3. maddesinin suç tarihi itibariyle, "Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmesi karşısında, 30/10/2008 olan suç tarihi itibarıyla, hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla işlenen mala zarar verme suçunun şikayete tabi olmadığı gibi 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesine göre “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” kapsamında olduğundan uzlaşma hükümlerine tâbi olmadığı anlaşılmakla, itirazın bu nedenle reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden KABULÜ ile...BOZULMASINA.." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Suç tarihi olan 02/07/2015 tarihi itibarıyla, 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin 3. fıkrasında “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez...." şeklinde düzenlemenin bulunduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 151. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun aynı Kanun’un 168. maddesine göre “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” kapsamında olduğundan uzlaşma hükümlerine tâbi olamayacağı, ancak 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin 3. fıkrasındaki “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığının anlaşılması karşısında, karar tarihi itibarıyla sanığın mahkumiyetine konu mala zarar verme suçunun da uzlaşmaya tabi olduğu nazara alındığında,
5271 sayılı Kanun’un 254/1. maddesinde yer alan “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması hâlinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, Mahkemece sanığa yüklenen mala zarar verme suçu yönünden uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Suç tarihi olan 02/07/2015 tarihi itibariyle sanık ...’nın üzerine atılı mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamında bulunmadığı, ancak hükümden önce 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle 5271 sayılı CMK’nın 253/3. fıkrasından “Etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” ibaresinin kaldırılması sonucunda anılan mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca mala zarar verme suçu yönünden uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (MANİSA) 2. Asliye Ceza Mahkemesinden mala zarar verme suçuyla ilgili olarak verilip kesinleşen 16/09/2020 tarihli ve 2020/420 E., 2020/557 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 31/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.