Çocuğun cinsel istismarı eylemi işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süre ile mağdurenin iradesiyle hareket etme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması nedeniyle mağdurenin hareket etme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği nazara alındığında, olay günü sanığın, cinsel istismar eylemi dışında mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek bu suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
9. Ceza Dairesi 2021/28999 E. , 2022/8479 K.
•
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (sanık ve suça sürüklenen çocuk); kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanık)
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınıp, 5271 sayılı CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurenin aşamalarda eylem esnasında anüsüne organ sokulup sokulmadığına ilişkin çelişkili ifadeler kullanması, 10.03.2016 günlü anal muayene raporunda fiili livatanın maddi delillerine rastlanmadığı yönünde bilgi verilmesi, tanık anlatımları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, suça sürüklenen çocuk ve sanığın olay günü mağdureye yönelik istismar eylemlerini organ sokmak suretiyle gerçekleştirdiklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle eylemlerin çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek hükümler kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,
Kabule göre de;
Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 103/2, 103/3-a 103/4, 35, 43/1. maddeleri gereğince belirlenen 33 yıl 9 ay hapis cezası üzerinden aynı Kanunun 31/3. maddesi ile 1/3 oranında indirim yapıldığında bulunan 22 yıl 6 ay hapis cezasının TCK'nın 31/3-son maddesi uyarınca 12 yıla indirilmesinden sonra aynı Kanunun 62. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Çocuğun cinsel istismarı eylemi işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süre ile mağdurenin iradesiyle hareket etme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması nedeniyle mağdurenin hareket etme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği nazara alındığında, olay
günü sanığın, cinsel istismar eylemi dışında mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek bu suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk ve sanık müdafileri ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5271 sayılı CMK'nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, 03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.