Sanığın mağdurenin on altı yaşında olduğunu bildiği yönündeki savunması, bunu destekler nitelikte kovuşturmada, katılan mağdurenin beyanı sırasında hazır bulunan psikolog bilirkişinin mağdurenin fiziksel görünümünün yaşıtlarına göre büyük olduğuna yönelik değerlendirmesi ile mahkemece mağdurenin yaşıtlarına göre biraz daha iri olduğuna dair duruşma tutanağına geçen gözlem ve tüm dosya içeriğine göre, olayda 5237 sayılı TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanması gerektiği nazara alınıp, mevcut haliyle eylemlerin aynı Kanunun 104 ve 234/3. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki ile çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçlarını oluşturduğu gözetilerek karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
9. Ceza Dairesi 2021/17185 E. , 2022/7879 K.
•
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bedene veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanığın mağdurenin on altı yaşında olduğunu bildiği yönündeki savunması, bunu destekler nitelikte kovuşturmada, katılan mağdurenin beyanı sırasında hazır bulunan psikolog bilirkişinin mağdurenin fiziksel görünümünün yaşıtlarına göre büyük olduğuna yönelik değerlendirmesi ile mahkemece mağdurenin yaşıtlarına göre biraz daha iri olduğuna dair duruşma tutanağına geçen gözlem ve tüm dosya içeriğine göre, olayda 5237 sayılı TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanması gerektiği nazara alınıp, mevcut haliyle eylemlerin aynı Kanunun 104 ve 234/3. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki ile çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçlarını oluşturduğu gözetilerek karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.