YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı isteklerin temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağı hk.

Karar Özeti

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih ve 2/29-56 sayılı Kararı da bu doğrultudadır.)

Karar

YARGITAY

 

1. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/11597

 

Karar Numarası: 2022/9587

 

Karar Tarihi: 05.12.2022

 

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

 

Basit yaralama suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.09.2022 tarihli ve 2021/1707 Esas, 2022/1099 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 31.10.2022 tarihli ve 2022/27930 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının onaylı sureti Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.11.2022 tarihli ve 2022/138928 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.

 

Mezkur ihbarnamede;

 

Dosya aslının diğer sanık ... ... ... hakkındaki hükme ilişkin olarak istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği anlaşılmakla, onaylı dosya sureti üzerinde yapılan incelemede;

 

Dosya kapsamına göre, sanık ile katılanın kardeş oldukları, suç tarihinden öncesine dayalı olarak aralarında husumet bulunduğu ve konuşmadıkları, olay tarihinde aralarında meydana gelen tartışmada sanığın katılan ... ...'ün elini tırnaklarıyla çizerek yaraladığı ve katılanın doktor raporunda BTM ile giderilebilir şekilde yaralandığı iddia edilerek açılan kamu davası sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;

 

Kovuşturma aşamasında dinlenen tanık ... ...'ın beyanında, olay tarihinden önce katılan sanık ... ... ...'nın diğer katılan sanı ...'ı rezil edeceğini kendisine söylediğini, olay anını görmediğini ancak karakolda ablası olan katılan sanık ... ... ...'nın kendisiyle konuşurken elini kaşıdığını gördüğünü, elini göstererek şikayetçi olacağını söylediğini beyan ettiği, kolluk görevlileri tarafından tanzim edilen ve her iki katılan sanık tarafından da imzalanan 03.11.2021 tarihli tutanak incelendiğinde, olay günü taraflar arasında "sözlü tartışma" yaşandığı ve tarafların birbirlerinden şikayetçi oldukları hususunun belirtildiği, söz konusu tutanakta tarafların birbirlerine karşı fiziki müdahalede bulunduklarına ilişkin bir ibare bulunmadığı, kovuşturma aşamasında tanık sıfatıyla dinlenen kolluk görevlilerin beyanlarında ise olay günü tarafların aralarında fiziki müdahale olduğuna ilişkin bir hususun belirtilmediği, katılan sanığın savunması, 03.11.2021 tarihli tutanak ve tarafsız tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde katılan sanık ...'nın beyanları ile doktor raporunda belirtilen yaralama eylemine yönelik şüphe meydana geldiği, sanığın alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, bu haliyle katılan sanığın katılana karşı basit yaralama suçunu işlediğine ilişkin mahkumiyetini gerektirir yeterli somut delil elde edilememesi, maddi bulgular ve delillerle desteklenmeden mahkumiyete yeter nitelik ve derecede her türlü şüpheden arındırılmış kesin, yeterli ve inandırıcı başkaca hiçbir delil bulunmadığı halde dosya kapsamı ile bağdaşmayan gerekçelerle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde,

 

Kabule göre de;

 

Sanık ...'nın ikametinde gerçekleşen karşılıklı tartışmada, katılanın sanığın elini tırmalamak suretiyle yaraladığının iddia ve kabul edilmesine rağmen; olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre sanık lehine olan 5237 sayılı Kanun'un 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.

 

Gereği görüşülüp düşünüldü:

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

1) Sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine dair kanun yararına bozma talebi yönünden yapılan incelemede;

 

Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nin 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.

 

5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir.

 

Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

 

Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır. Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.

 

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih ve 2/29-56 sayılı Kararı da bu doğrultudadır.)

 

Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; sanık ... hakkında, mahkemece yargılama yapılarak deliller usulünce değerlendirilerek katılan ... ...’yı basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralama eyleminden 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-a ve 62. maddeleri gereğince 3.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, kanun yararına bozmaya konu edilen mahkumiyet kararındaki ileri sürülen hukuka aykırılığın 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesindeki hallere dahil olmayıp hakimin takdir hakkına ilişkin olduğu, mahkemenin de olayda delilleri değerlendirerek sanığı cezalandırdığı ve takdir hakkını bu yönde kullandığı anlaşılmaktadır.

 

Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,

 

2) Sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği hususundaki kanun yararına bozma talebi yönünden yapılan incelemede;

 

İncelenen dosyada; sanığın savunması, katılanın anlatımı karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmamasında isabet bulunmamaktadır.

 

Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.09.2022 tarihli ve 2021/1707 Esas, 2022/1099 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 107 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor