YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Sanığın tüfeği katılana doğrultması şeklindeki eylemin, silahlı tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü hk.

Karar Özeti

 

2. Katılan ... Vekilinin Suç Vasfına, Sanık Müdafiinin Beraat Talebine Yönelen Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesince suç vasfının tayin ve tespitine ilişkin, denetime imkân verir şekilde değerlendirme yapıldığı, izlenen kamera görüntülerine göre sanığın tüfeği ateşlemeye çalıştığına ilişkin delil bulunmadığı, sadece tüfeği katılan ...'e doğrulttuğu, bu durum karşısında eyleminin, katılan ...'e yönelik silahla tehdit suçunu oluşturduğunun kabul edildiği anlaşılmakla, yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye dayanan suç vasfının tayininde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Karar

 

 

YARGITAY

 

1. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/9006

 

Karar Numarası: 2023/335

 

Karar Tarihi: 07.02.2023

 

HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

 

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

 

Katılanlar vekilinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

1. ... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2022 tarihli ve 2020/524 Esas, 2022/110 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;

 

a) Maktulü kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,

 

b) Katılan ...'i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,

 

Karar verilmiştir.

 

2. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 08.06.2022 tarihli ve 2022/1540 Esas, 2022/1959 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;

 

a) Maktulü kasten öldürme suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılanlar vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvuruları üzerine, istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında maktule karşı kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,

 

b) Katılan ...'i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılanlar vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvuruları üzerine, istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece

 

Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında katılan ...'e karşı silahla tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,

 

Karar verilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 

A. Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri

 

1.Kasten Yaralama Sonucu Ölüme Neden Olma Suçu Yönünden

 

a) Eksik inceleme ile karar verildiğine,

 

b) Sanık hakkında maktulü tasarlayarak kasten öldürme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine,

 

c) Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim uygulanmak suretiyle eksik ceza tayin edildiğine,

 

İlişkindir.

 

2. Silahla Tehdit Suçu Yönünden

 

a) Eksik inceleme ile karar verildiğine,

 

b) Sanık hakkında katılan ...'i tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine,

 

c) Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim uygulanmak suretiyle eksik ceza tayin edildiğine,

 

İlişkindir.

 

B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri

 

1. Kasten Yaralama Sonucu Ölüme Neden Olma Suçu Yönünden

 

a)Temel cezanın, gerekçesiz şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak tayininin hukuka aykırı olduğuna,

 

b) Haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine,

 

İlişkindir.

 

2. Silahla Tehdit Suçu Yönünden

 

Atılı suçu işlemediğine,

 

İlişkindir.

 

III. OLAY VE OLGULAR

 

Temyizin kapsamına göre;

 

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

 

1. Maktul ile tanık İ.K.'nın 2020 yılı Ocak ayında tanıştıkları ve bir süre arkadaşlık yaptıkları, sanık ile tanık İ.K'nın Ocak ayı sonunda aralarında nişanlandıkları, tanık İ.K. ile maktulün Ocak, Şubat ve Mart aylarında birbirleri ile iletişim kurmaya devam ettikleri, olay tarihinden bir süre önce sanığın, maktulün, tanık İ.K.'yı aradığını görmesi üzerine tanık İ.K.'ya durumu sorduğu, tanık İ.K'nın maktulün kendisini sürekli aradığını söylediği, olay tarihinde sanığın Buldan sanayisine gittiği, saat 17.45 sıralarında sanığın maktulün babası olan katılan ...'e ait oto döşemeci dükkanının önüne geldiği ve katılan ...'e oto kılıfı sorduğu, katılan ... ile sanığın birlikte sanığın arabasına doğru ilerledikleri, sanığın yürürken dükkanın hemen önünde maktulün içinde bulunduğu aracın sağ tarafından geçerken maktulün içinde bulunduğu aracın camından içeriye doğru baktığı, katılan ... ve sanığın, sanığın geldiği aracın yanına gittikleri, 10 saniye kadar burada durduktan sonra sanığın 45 (...) (...) plakalı aracının arka koltuğundan ele geçirilemeyen av tüfeğini alarak maktulün bulunduğu aracın önüne tüfeği doğrultmuş vaziyette geldiği, aracın açık olan şoför camının içine doğru tüfeğin namlusunu uzattığı ve bir el ateş ettiği, tüfeğin namlusunu yine araca doğru tuttuğu, ardından tüfeği kaldırarak kendisinden yaklaşık 2 metre mesafedeki katılan ...'e doğrulttuğu, katılan ...'in, maktulün içinde olduğu aracın yanına doğru ilerlediği, sanığın bu esnada tüfeği katılan ...'e doğru tutmaya devam ederken tetiğe bastığı ancak tüfeğin ateş almaması üzerine 45 (..) (...) plakalı aracına binerek olay yerinden uzaklaştığı, maktulün sol femur bölgesinden yaralanması üzerine hastaneye kaldırıldığı, 04.04.2020 günü öldüğü, ölü muayene ve otopsi işleminin yapıldığı, hazırlanan 05.04.2020 tarihli rapora göre maktulün ateşli silah yaralanmasına yönelik tedavi görmekte iken gelişen komplikasyonlar ile çoklu organ yetmezliği sebebi ile öldüğü belirlenmiştir.

 

Suçların vasıfları yönünden; Sanık, aşamalarda maktulü hedef alır şekilde tüfeği ateşlemediğini, hazırlık aşamasında maktulü korkutmak maksadıyla yere doğru ateş ettiğini, kovuşturma aşamasında ise tetiğe elinin değdiğini savunmuş ise de soruşturma ve kovuşturma aşamalarında beyanlarının birbiri ile uyumsuz olduğu, kamera görüntülerine ilişkin aldırılan 03.05.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre sanığın maktulün içerisinde bulunduğu aracın yanına gelerek açık olan kapı veya kapı camı penceresinden tüfeği doğrultarak maktulü hedef alır şekilde bir el ateş ettiği ve maktulün sol femur bölgesinde yaralama meydana getirdiği, sanığın elinde herhangi bir silah veya silah benzeri alet olmayan maktule hedef gözeterek yakın mesafeden vücudunun hayati bölgesine ateş etmesi, eylemin oluş şekli, tüfeğin etkili mesafesi dikkate alındığında sanığın kastının maktulü öldürmek olduğu yine sanık alınan savunmalarında, katılan ...'e yönelik bir eylemde bulunmadığını savunmuş ise de olay yerinde bulunan tanıkların görgüye dayalı beyanları, katılan ...'in anlatımı ve kamera görüntülerine göre sanığın maktule ateş ettikten sonra tüfeği katılan ...'e çevirdiği ve tetiğe bastığı, ele geçmeyen, sanık ve babası olan tanık S.K.'nin beyanlarına göre iğnesi kırık olan tüfeğin ateş almaması üzerine sanığın eylemine son vererek olay yerinden arabası ile kaçtığı bu nedenle sanığın kastının katılan ...'i de öldürmek olduğu, tüfeği doğrultup yakın mesafeden tetiğe basmak suretiyle sanığın elverişli hareketlerle eylemine başladığı ancak elinde olmayan sebeplerle eylemini sonuca ulaştıramadığından teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilerek sanığın maktulü kasten öldürme suçundan, katılan ...'i ise kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

 

Haksız tahrik yönünden; Tanık İ.K. ile maktul arasındaki HTS kayıtları ve bu kayıtlar hakkında aldırılan 28.11.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre tanık İ.K. ile maktul arasındaki Ocak, Şubat ve Mart aylarındaki iletişimin karşılıklı olduğu ve olay tarihinden bir süre önce maktulün tanık İ.K. ile iletişim kurmadığı, tanık İ.K.'nın maktul ile iletişim kurmaya çalıştığı kabul edilmiş olsa da tanık İ.K.'nın, sanığa maktul ile aralarındaki durumu olandan farklı şekilde anlattığı, olay tarihinden çok kısa süre önce 20.03.2020-21.03.2020 tarihlerinde tanık ve maktul arasında mesajlaşma olduğundan sanığın bu durumu fark etmesi üzerine maktulün nişanlısını rahatsız ettiği hususunda kaçınılmaz hataya düştüğü ve bu hata nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indirimi uygulanmasına karar verildiği belirlenmiştir.

 

Takdiri indirim yönünden; Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine değerlendirilerek hakkında takdiri indirim uygulandığı belirlenmiştir.

 

2. Sanık, üzerine atılı kasten öldürme suçunu tevil yoluyla ikrar etmiş, kasten öldürmeye teşebbüs suçunu inkar etmiştir.

 

3. Katılan ...'in aşamalardaki anlatımları ile tanıklar O.B. ve A.S.'nin kovuşturma aşamasındaki beyanlarının kamera görüntüleri ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır.

 

4. Tanıklar S.K., H.S., İ.K., O.B. ve A.S.'nin beyanları dava dosyasında mevcuttur.

 

5. Maktulün yaralanmasına ilişkin olarak Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesince düzenlenen 24.03.2020 tarihli rapora göre sol femurda 5x5 boyutlarında açık yarası olduğu, 112 ile başka sağlık kuruluşuna sevk edildiği anlaşılmıştır.

 

6. Kesin ölüm sebebini belirten Adlî Tıp Kurumu ... Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan 28.05.2020 tarihli otopsi raporunda;

 

" ....,

 

1-Kişinin ateşli silah yaralanmasına yönelik tedavi görmekte iken gelişen komplikasyonlar (çoklu organ yetmezliği) nedeniyle öldüğü,

 

2-Şahsın biyolojik örneklerinde beşeri ilaçlara ait bazı kimyasal maddeler tespit edilmiş olmakla birlikte, bu maddelerin kişinin tedavi amaçlı kullandığı ve/veya canlandırma sırasında uygulanan ilaçların terapötik dozlarına ait olmasının kuvvetle muhtemel bulunduğu,

 

3-Otopsi esnasında şahsın ölümüne neden olabilecek başkaca bir etkene dair bulguya rastlanmadığı...."

 

Görüşünün açıklandığı belirlenmiştir.

 

7. Kolluk personelince düzenlenen 24.03.2020 tarihli araştırma tutanağında; sanığın olayda kullandığı av tüfeğini Sarayköy ilçesi sınırlarında bulunan Menderes Tekstil isimli iş yerine yaklaşık 100 metre mesafede bulunan Menderes Nehri üzerinde bulunan köprüden nehre attığını beyan etmesi üzerine bahse konu köprü ve nehir çevresinde yapılan araştırmada tüfeğin bulunamadığı belirtilmiştir.

 

8. 24.03.2020 tarihli olay yeri inceleme raporu, 25.03.2020 tarihli görüntü izleme tutanağı, kamera görüntüleri hakkında aldırılan 03.05.2021 tarihli bilirkişi raporu, tanık İ.K. ile maktul arasındaki HTS kayıtları ve bu kayıtlar hakkında aldırılan 28.11.2011 tarihli bilirkişi raporu dava dosyasında mevcuttur.

 

9. Mahkemece 01.04.2021 tarihli duruşmada; "... Sanığın elindeki tüfek ile tüfeği doğrultmuş vaziyette kadraja girip hızlı hareketlerle sarı renkli aracın önüne geldiği, tüfeği aracın şoför camının içine doğru namlusunu uzattığı, akabinde tüfeğin hareketinden ateş edildiğinin değerlendirildiği, akabinde tüfeğin yine araca doğru tuttuğu, ardından tüfeği kaldırarak kendisinden yaklaşik 2 metre mesafedeki müştekiye doğrulttuğu, müştekinin yavaş adımlarla sarı renkli aracın yanına doğru ilerlediği, sanığın bu esnada tüfeği müştekiye doğru tutmaya devam ettiği, ayaklarının pozisyonu itibariyle nişan alır vaziyette olduğu, müştekinin sarı renkli aracın arkasına geçmesi üzerine sanığın tüfek ile birlikte geldiği araca binerek olay yerinden hızlı bir şekilde ayrıldığı..." şeklinde gözlemin duruşma tutanağına yansıtıldığı saptanmıştır.

 

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

 

Maktulün tanık İ.K. ile bir süre arkadaşlık yaptıkları, suç tarihinden önce tanık İ.K. ve sanığın nişanlandıklarının iddia edildiği, ancak buna ilişkin herhangi bir bilginin dosyaya yansımadığı, olay tarihinde de yanına tüfek alan sanığın aracıyla, maktul ve katılan ...'in sanayideki dükkanın önüne geldiği, araçtan inerek önce maktulü sorduğu, katılan ...'in, oğlu olan maktulün araç içinde olduğunu söylediği, bunun üzerine sanığın, aracında bulunan av tüfeğini alarak maktulün bulunduğu aracın yanına geldiği, aracın şoför koltuğunda oturan maktulün ayaklarına doğru dışarıdan bir el ateş ettiği, daha sonra tüfeği katılana doğrultarak geri geri gidip, aracına binerek oradan uzaklaştığı, maktulün ateşli silah yaralanmasına yönelik tedavi görmekte iken gelişen komplikasyonlar (çoklu organ yetmezliği) nedeniyle öldüğü belirlenmiştir.

 

Sanığın maktule yönelik suç vasfı yönünden; Olay öncesinde, maktul ile sanık arasında öldürmeyi gerektirir bir husumet bulunmadığı, olay tarihinde de maktulü aracın içerisinde gören sanığın, aracındaki tüfeği alarak maktulün hayati bölgelerine ateş etme imkanı varken ayaklarına doğru bir el ateş ettiği, daha sonra da elindeki tüfeği maktulün babası olan katılana doğrultarak olay yerinden uzaklaştığı, her ne kadar kullanılan silah öldürmeye elverişli ise de hedef alınan vücut bölgesinin hayati bölgelerden olmadığı, ölümün yaralamaya bağlı gelişen komplikasyonlardan kaynaklandığı, sanığın maktule yönelik eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğunun kabulü ile buna göre uygulama yapıldığı saptanmıştır.

 

Haksız tahrik yönünden; Sanığın nişanlısı olduğunu iddia ettiği tanık İ.K'nın rızası dışında maktul tarafından arandığına ilişkin somut bir delil bulunmadığı, tanık İ.K.'nın kendi durumunu anlatabilmek için maktul tarafından rahatsız edildiğini iddia etmiş olabileceği, sanığın buradaki hatadan yararlanmasının söz konusu olamayacağı kabul edilerek sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasına karar verildiği belirlenmiştir.

 

Katılan ...'e yönelik suç vasfı yönünden; Sanığın katılan ...'e yönelik eylemi öldürmeye teşebbüs olduğu kabul edilmiş ise de sanığın içinde fişek bulunan tüfeği ateşlemeye çalıştığına ilişkin delil bulunmadığı, sadece tüfeği katılan ...'e doğrulttuğu, bu durum karşısında eyleminin, katılan ...'e yönelik silahla tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü ile buna göre uygulama yapıldığı saptanmıştır.

 

Takdiri indirim yönünden; Cezaların sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine değerlendirilerek hakkında takdiri indirim uygulandığı belirlenmiştir.

 

IV. GEREKÇE

 

A. Katılanlar Vekili Ve Sanık Müdafiinin Kasten Yaralama Sonucu Ölüme Neden Olma Suçuna Yönelen Temyiz Sebepleri

 

1. Katılanlar Vekilinin Eksik İncelemeye Yönelen Temyiz Sebebi

 

Sanığın üzerine atılı suçlamayı tevil yoluyla ikrar etmesi, katılan ...'in beyanı, tanıkların anlatımları, kamera görüntüleri, HTS kayıtları ve bilirkişi raporları karşısında Mahkemece sübuta yönelik gerekli araştırma ve incelemelerin yapıldığı, dava dosyasının tekemmül ettirildiği ve kararın objektif bulgulara dayandırıldığı belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

2. Katılanlar Vekilinin Suç Vasfına, Sanık Müdafiinin Temel Cezaya Yönelen Temyiz Sebepleri

 

Sanığın, maktulün içerisinde bulunduğu aracın yanına gelip açık olan şoför camının içine doğru tüfeğin namlusunu uzattığı ve şoför koltuğunda oturan maktulü hedef alarak bir el ateş ettiği, maktulün sol femur bölgesinden yaralanması üzerine hastaneye kaldırıldığı, 04.04.2020 günü öldüğü, ölü muayene ve otopsi işleminin yapıldığı, hazırlanan 05.04.2020 tarihli rapora göre maktulün ateşli silah yaralanmasına yönelik tedavi görmekte iken gelişen komplikasyonlar ile çoklu organ yetmezliği sebebi ile öldüğü anlaşılmıştır. Av tüfeği ile yakın mesafeden bacağa yönelik yapılan atışlarda, toplu saçma girişi ile geniş doku ve kemik defekti (eksikliği, kaybı) yanında ana damar ve sinir paketinin tamamen parçalanıp ani ve bol miktarda kan kaybı sonucu kısa sürede ölümün meydana geldiğinin bilinen veya bilinmesi gereken bir durum olması nedeniyle; somut olayda kullanılan silahın etkili mesafeden vahim sonuçlar meydana getirmeye elverişli olması, atış mesafesi ve meydana gelen yaranın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu bu nedenle kasten öldürme suçundan cezalandırılması yerine hatalı değerlendirme ile kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan cezalandırılması hukuka aykırı bulunmuştur.

 

3. Katılanlar Vekilinin Tasarlamaya Yönelen Temyiz Sebebi

 

Sanığın maktulü öldürme kararını önceden verdiğine, bu kararı verdikten sonra aradan soğukkanlılığa kavuşacak kadar makul bir süre geçmesine rağmen öldürme kararında sebat ettiğine ilişkin dava dosyasına yansıyan bir durumun bulunmadığı, sanığın olay yerine gitmeden önce yaptıklarına ve içinde bulunduğu ruh haline dair herhangi bir delilin dava dosyasında bulunmadığı anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

4. Sanık Müdafiinin Haksız Tahrike Yönelen Temyiz Sebebi

 

Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince; tanık İ.K. ile maktul arasındaki HTS kayıtları ve bu kayıtlar hakkında aldırılan 28.11.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre tanık İ.K. ile maktul arasındaki Ocak, Şubat ve Mart aylarındaki iletişimin karşılıklı olduğu ve olay tarihinden bir süre önce maktulün tanık İ.K. ile iletişim kurmadığı, tanık İ.K.'nın maktul ile iletişim kurmaya çalıştığı kabul edilmiş olsa da tanık İ.K.'nın, sanığa maktul ile aralarındaki durumu olandan farklı şekilde anlattığı, olay tarihinden çok kısa süre önce 20.03.2020-21.03.2020 tarihlerinde tanık ve maktul arasında mesajlaşma olduğundan sanığın bu durumu fark etmesi üzerine maktulün nişanlısını rahatsız ettiği hususunda kaçınılmaz hataya düştüğü ve bu hata nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indirimi uygulanmasına karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince ise; sanığın nişanlısı olduğunu iddia ettiği tanık İ.K'nın rızası dışında maktul tarafından arandığına ilişkin somut bir delil bulunmadığı, tanık İ.K.'nın kendi durumunu anlatabilmek için maktul tarafından rahatsız edildiğini iddia etmiş olabileceği, sanığın buradaki hatadan yararlanmasının söz konusu olamayacağı kabul edilerek sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmiş ise de,

 

Tanık İ.K. ile maktul arasındaki iletişimin 28.11.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre karşılıklı olduğu, ancak tanık İ.K.'nın nişanlısı olan sanığa maktul ile aralarındaki durumu olandan farklı şekilde anlattığının tanık İ.K.'nın beyanı ile anlaşıldığı, bu nedenle maktulün nişanlısını rahatsız ettiği hususunda kaçınılmaz hataya düşmediği, ancak sanığın olaydan 15 gün kadar önce nişanlısının evinin önüne tanık İ.K.'yı almaya gittiğinde daha önceden tanımadığı maktul ile karşılaştığını, yanına gelerek "İpek'i sana yar etmeyeceğim" dediğini, 1 hafta kadar sonra Buldan sanayisine aracıyla ilgili ufak tefek işleri halletmek için gittiğinde yolda yürürken maktulün araçla üzerine doğru geldiğini fark ederek kendini kenara doğru attığını, araç camının açık olduğunu, eliyle kendisine tehditvari bazı işaretler yaptığını, aynı zamanda da "Orospu çocuğu, sana yar etmeyeceğim" şeklinde sözler söylediğini savunması, tanık İ.K.'nın "...'dan duyduğum kadarıyla ..., ...'nın üzerine araba sürüyor ve küfürler ediyor" dediğini ifade etmesi karşısında, gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gerekse Dairemizin içtihatlarına göre sanığın aksi sabit olmayan maktulün üzerine araç sürdüğü, tehdit ve hakarette bulunduğu şeklindeki savunması karşısında maktulden sanığa yönelik haksız hareketlerde bulunduğunun kabulü gerektiğinden sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca azami hadden ceza belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

 

5. Katılanlar Vekilinin Takdiri İndirime Yönelen Temyiz Sebebi

 

Adlî sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, "Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri" şeklindeki gerekçeye dayalı olarak 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

B. Katılan ... Vekilinin Ve Sanık Müdafiinin Silahla Tehdit Suçuna Yönelen Temyiz Sebepleri

 

1. Katılan ... Vekilinin Eksik İncelemeye Yönelen Temyiz Sebebi

 

Sanığın üzerine atılı suçlamayı tevil yoluyla ikrar etmesi, katılan ...'in beyanı, tanıkların anlatımları, kamera görüntüleri ve bilirkişi raporları karşısında Mahkemece sübuta yönelik gerekli araştırma ve incelemelerin yapıldığı, dava dosyasının tekemmül ettirildiği ve kararın objektif bulgulara dayandırıldığı belirlendiğinden inceleme konusu hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

2. Katılan ... Vekilinin Suç Vasfına, Sanık Müdafiinin Beraat Talebine Yönelen Temyiz Sebepleri

 

Bölge Adliye Mahkemesince suç vasfının tayin ve tespitine ilişkin, denetime imkân verir şekilde değerlendirme yapıldığı, izlenen kamera görüntülerine göre sanığın tüfeği ateşlemeye çalıştığına ilişkin delil bulunmadığı, sadece tüfeği katılan ...'e doğrulttuğu, bu durum karşısında eyleminin, katılan ...'e yönelik silahla tehdit suçunu oluşturduğunun kabul edildiği anlaşılmakla, yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye dayanan suç vasfının tayininde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

3. Katılan ... Vekilinin Tasarlamaya Yönelen Temyiz Sebebi

 

Sanığın katılanı öldürme kararını önceden verdiğine, bu kararı verdikten sonra aradan soğukkanlılığa kavuşacak kadar makul bir süre geçmesine rağmen öldürme kararında sebat ettiğine ilişkin dava dosyasına yansıyan bir durumun bulunmadığı, sanığın olay yerine gitmeden önce yaptıklarına ve içinde bulunduğu ruh haline dair herhangi bir delilin dava dosyasında bulunmadığı anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

4. Katılan ... Vekilinin Takdiri İndirime Yönelen Temyiz Sebebi

 

Adlî sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, "Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri" şeklindeki gerekçeye dayalı olarak 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

V. KARAR

 

A. Sanık Hakkında Katılan ...'a Karşı Silahla Tehdit Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

 

Gerekçe bölümünde (B-2) paragrafında açıklanan nedenle ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 08.06.2022 tarihli ve 2022/1540 Esas, 2022/1959 Karar sayılı kararında katılan ... vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

 

B. Sanık Hakkında Maktulü Kasten Öldürme Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

 

Gerekçe bölümünde yer alan (A-2) ve (A-4) paragraflarında açıklanan nedenlerle katılanlar vekili ve sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 08.06.2022 tarihli ve 2022/1540 Esas, 2022/1959 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alındığında, sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,


Bu sayfa 171 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor