5237 sayılı Kanun'un, Kasten yaralama başlıklı 86 ncı maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan ikinci fıkrası ise;
"Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur."
Şeklinde düzenlenmiştir. Hükümlünün adli sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek başka bir ilâmı bulunmamaktadır. 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında seçimlik ceza olarak adli para ve hapis cezaları öngörüldüğünden Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 25.09.2018 tarihli ve 2015/13-1066 Esas, 2018/373 Karar sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere, Mahkemece adlî para cezasının da takdir hakkı kapsamında tercihinin mümkün olduğu belirlenmiştir.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2023/1916
Karar Numarası: 2023/831
Karar Tarihi: 06.03.2023
KARAR : Mahkûmiyet
Kuşadası 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.06.2019 tarihli ve 2018/411 Esas, 2019/287 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükmün, istinaf edilmeksizin 09.09.2019 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 09.12.2022 tarihli ve 2021/29348 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.02.2023 tarihli ve KYB-2022/156832 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.02.2023 tarihli ve KYB-2022/156832 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, tekerrüre esas alınan Kuşadası 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli ve 2017/272 Esas, 2017/325 sayılı kararına konu kasten yaralama suçundan kesin adli para cezası verilmiş olması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 272/3. maddesinde bulunan ''..sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına...karşı istinaf yoluna başvurulamaz. (Ek cümle:14/4/2020-7242/17 md.) Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz..'' şeklindeki düzenleme uyarınca, anılan mahkumiyetin tekerrüre esas alınamayacağı gibi, adli sicil kaydında başkaca tekerrrüre esas alınabilecek bir mahkumiyet hükmünün de bulunmaması karşısında, sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. Kuşadası 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.10.2021 tarihli ve 2018/411 Esas, 2019/287 Karar sayılı ek kararı ile hükümlünün tekerrüre esas alınan kasten yaralama suçundan Kuşadası 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.11.2017 tarihli ve 2017/272 Esas, 2017/325 Karar sayılı kararına konu mahkûmiyet hükmünün, kesin nitelikte adlî para cezasına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 02.07.2020 tarihli ve 2019/13-123 Esas, 2020/334 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, sanığın tekerrüre esas alınan kesin nitelikteki adlî para cezasına ilişkin anılan mahkûmiyet hükmünün, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 14.04.2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun'un 17. maddesi ile 5271 sayılı Kanun'un 272 nci maddesinin son fıkrasına eklenen "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz." şeklindeki ibare gereğince aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen ve kesin olmaları nedeniyle istinaf yoluna başvurulamayacak hükümlerin, tekerrür uygulamasına esas alınamayacaklarına ilişkin mezkûr düzenleme uyarınca hükümlü hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanma koşulu bulunmadığından anılan ek kararın yok hükmünde olduğu tespit edilmiştir.
2. 5237 sayılı Kanun'un, Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular başlıklı 58 inci maddesinin birinci fıkrasının inceleme konusu ile ilgili birinci cümlesinde ve beşinci fıkrasında;
"(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır.
...
(5) Fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz."
Şeklinde düzenlemelerin bulunduğu, hükümlünün tekerrüre esas alınan nitelikli hırsızlık suçundan hapis cezasına ilişkin Didim 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.05.2011 tarihli ve 2009/456 Esas, 2011/316 Karar sayılı kararına konu mahkûmiyet hükmüne konu suçu işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış olduğu anlaşılmıştır.
3. Tekerrüre esas alınan ilâma konu suçun çocuk yaşta işlenmiş olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası gereği mükerrir olmadığı belirlenmekle, hükümlü hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
4. 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası;
"Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur."
5237 sayılı Kanun'un, Kasten yaralama başlıklı 86 ncı maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan ikinci fıkrası ise;
"Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur."
Şeklinde düzenlenmiştir. Hükümlünün adli sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek başka bir ilâmı bulunmamaktadır. 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında seçimlik ceza olarak adli para ve hapis cezaları öngörüldüğünden Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 25.09.2018 tarihli ve 2015/13-1066 Esas, 2018/373 Karar sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere, Mahkemece adlî para cezasının da takdir hakkı kapsamında tercihinin mümkün olduğu belirlenmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Kuşadası 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.06.2019 tarihli ve 2018/411 Esas, 2019/287 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.03.2023 tarihinde karar verildi.